Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajı
Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajı
“Günümüzde ekosistemin korunmasında nükleer enerjinin vazgeçilemez rolü”
Bu yıl Dünya Çevre Günü; tüm dünya hala Covid-19 salgınının tehdidi altında iken, doğa ve çevre değerleri gittikçe artan bir önem kazanırken geçmiş yıllardan çok daha farklı ve çok daha özel bir anlam ifade ediyor.
5 Haziran 2021 Dünya Çevre Günümüz kutlu olsun derken devamında şu cümlelere dikkat çekmek istiyoruz. “Kutlanacak fazla bir şey yok. Çevre tahribatı katlanarak artıyor. Endişelerimiz devam ediyor”.
Bildiğiniz gibi Dünya Çevre Günü, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından her yıl farklı ülkeler merkez seçilerek, farklı bir tema etrafında düzenleniyor. Bu yıl Dünya Çevre Günü, Pakistan merkezli olup “İnsanlar, Doğa ve İklim için Ekosistem Restorasyonu” teması ile tüm dünyada kutlanacak. Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatı tarafından yapılan açıklamaya göre 5 Haziran’da 2021-2030 yıllarını kapsayacak olan son derece iddialı BM Ekosistem Restorasyonu programının resmi lansmanı yapılacak.
UNEP tarafından 2021 Dünya Çevre Günü için tasarlanan 3R sloganını (Reimagine. Recreate. Restore) bizler 3Y olarak; “Yeniden düşle,Yeniden canlandır,Yeniden hayata döndür“olarak benimsedik.
Ekosistem restorasyonu, UNEP çalışmalarına göre bozulmuş veya tahrip olmuş ekosistemlerin kurtarılmasına yardımcı olmak ve hala bozulmamış ekosistemleri korumak anlamına gelir. Ekosistemin restorasyonu tüm ülkelere ve insanlara daha zengin biyolojik çeşitliliğe sahip yaşam alanları, daha verimli topraklar, daha verimli hayvancılık ve balıkçılık ve daha fazla tarım ürünleri gibi büyük faydalar sağlar. Ormanlar, tarım arazileri, şehirler, sulak alanlar, denizler ve okyanuslar dahil her türlü ekosistem restore edilebilir. Restorasyon girişimleri, hükümetler, sivil toplum kuruluşları, özel kuruluşlar ve bireylere kadar hemen hemen herkes tarafından başlatılabilir.
Günümüzde küresel ölçekte dünyanın en büyük sorunlarından başında küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olduğunun hepimiz farkındayız. Dünyanın korkulu rüyası olan iklim değişikliği krizi, ciddi etkileri görünür bir şekilde hızlanarak büyüyor. Bilim insanları, ekonomistler ve çevrecilerin tüm çalışmaları ve uyarılarına rağmen sera gazları emisyonlarının azaltılması için alınan önlemler, düşük karbonlu temiz enerji teknolojilerine geçiş için yatırımlar yeterli değil. İklim değişikliğine bağlı olarak gıda israfı, biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma ve plastik atık kirliliği günümüzde en ciddi çevre sorunları olarak acil çözümler bekliyor.
Bu yüzyılın sonuna kadar sera gazlarının azaltılmasına 196 ülke tarafından 2015 Paris Anlaşması imzalanarak karar verildi. Paris Anlaşması 2016 yılında 150 tarafın onayı ile yürürlüğe girdi.
Dünyanın bu büyük sorununun farkındalığıyla, uzun vadeli küresel ortalama sıcaklıktaki artışını, sanayi öncesi seviyelerin 2°C'nin çok altında tutma hedefinin stresi altında “İklim değişikliğine karşı nükleerden daha cazip başka hangi enerji kaynağı olabilir?” diye soruyoruz!
“Nükleerin cazibesi” bu enerji kaynağının birçok olumlu yönüne dayanmaktadır. Nükleer güç halen büyük miktarda elektriğin atmosferi kirletmeden üretilmesini sağlayan en gelişmiş ve en verimli enerji kaynağıdır.
Öte yandan, nükleer tekniklerin ve radyoizotopların: tıpta (tanı, tedavi, sterilizasyon) gıda, tarım ve hayvancılıkta, sanayi ve araştırmada (su kaynakları yönetimi, izleyiciler, tarihleme) kullanımı da fevkalade önemli olup hızla yaygınlaşmaktadır.
Gelin bizler, Çekmece ekolü ve NÜKAD olarak Dünya Çevre Gününde geçen yıl Çekmecede başlattığımız harekete devam edelim. Eski adıyla Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nin (ÇNAEM) göl havzasının, çarpık kentleşme ve modernleşme arasında sıkışan doğal yaşamıyla ilgili farkındalık yaratalım. Lagün gölümüzün, kuş cennetimizin, Nakkaşdere karettelerimizin, tilkilerimizin, yılanlarımızın, katırtırnaklarımızın ne kadar değerli olduğunun bilinciyle hareket edelim. Göçmen kuşların (kuğuların, leyleklerin pelikanların) konaklama alanı olduğunu, antik kent Bathonea’nın da bu havzada bulunduğunu unutturmayalım. İstanbul’un 3000 dönümlük bu saklı biyolojik çeşit abidesinin, zengin flora ve faunasının, bir zamanlar dünya çapında da araştırmalar yürütülen, ünlü Türk bilim insanlarının izlerini taşıyan ÇNAEM’ın çevreci kültürü sayesinde korunabildiğini tekrarlayalım. Günümüzde değişen dünyada atom enerjisinin, nükleer araştırma, geliştirme ve uygulamanın ülkemizin geleceği için ulusal teknolojik yapımız için vazgeçilemez olduğunu anlatalım.
Nükleer ve ilgili teknikler, hayvan ve bitki zararlılarının kontrolü, yem kaynaklarının daha iyi yönetimi, üreme verimliliğinin artırılması yoluyla hayvancılıkta sürdürülebilirliğe ve gıda güvenliğini iyileştirme çabalarına önemli katkılarda bulunmaktadır. Sürdürülebilir gıda kaynaklarına erişimin, önümüzdeki on yıllarda daha zor olacağı bu nedenle mevcut uygulama ve tüketime dayalı olarak, tarımsal üretimin 2050 yılına kadar %70 oranında artması gerekeceği tahmin edilmektedir. Bu talep, toprak, hava ve su gibi kaynakların korunmasının ve iyileştirilmesinin önemini artırmaktadır. Dolayısıyla çevreyi korumak için çevre dostu, ileri teknolojilerin yaygınlaştırılmasından ve desteklenmesinden yana olmayı bilimsel bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz. TAEK’in öncülüğünde başlatılmış ve bir kısmı devam eden, çevreyle barışık nükleer tekniklerin ve teknolojik çalışmaların sürdürülmesi, yaygınlaştırılması, Ziraat ve Veteriner Fakültelerinde ilgili derslerin okutulması, bu konularda deneyimli araştırmacıların desteklenmesinin ülkemize katkısının çok olacağına inancımız sonsuzdur.
Çevre konusunda bizler; Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) Türkiye üyeleri büyük bir potansiyel güce sahibiz. Gücümüzü bilgimizden, en ileri teknoloji alanındaki eğitim ve araştırmalarımızdan alıyoruz.
“Nükleerin cazibesini, gerek büyük ölçekte temiz elektrik üretiminde gerekse tıp, tarım, hayvancılık, sanayi, Ar&Ge ve uygulamalarıyla” kamuoyunda daha görünür kılmak, NÜKAD’’ın en büyük sorumluluklarından biridir.
Çevre koruma, doğanın emanetlerini bizden sonraki nesillere bırakma her bireyin sorumluluğudur. Ancak bu ağır sorumluluğu taşımak herkese nasip olmaz. Çevrecilik bilgi sahibi olmanın yanı sıra bir gönül işidir. Meşakkatlidir. Hem nükleerci hem çevreci olmak ise çok daha meşakkatlidir.
Bu anlamda 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle, başta enerji, çevre yönetimi, nükleer tekniklerin uygulanması projeleri yürüten, bu projelere katılan ve birey olarak çevre koruma faaliyetlerine katkıda bulunan, etkinliklere katılan tüm gönüllüleri kutluyor çabalarının artarak devamını diliyoruz.
Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajı
Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) 5 Haziran Dünya Çevre Günü mesajı
“Günümüzde ekosistemin korunmasında nükleer enerjinin vazgeçilemez rolü”
Bu yıl Dünya Çevre Günü; tüm dünya hala Covid-19 salgınının tehdidi altında iken, doğa ve çevre değerleri gittikçe artan bir önem kazanırken geçmiş yıllardan çok daha farklı ve çok daha özel bir anlam ifade ediyor.
5 Haziran 2021 Dünya Çevre Günümüz kutlu olsun derken devamında şu cümlelere dikkat çekmek istiyoruz. “Kutlanacak fazla bir şey yok. Çevre tahribatı katlanarak artıyor. Endişelerimiz devam ediyor”.
Bildiğiniz gibi Dünya Çevre Günü, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından her yıl farklı ülkeler merkez seçilerek, farklı bir tema etrafında düzenleniyor. Bu yıl Dünya Çevre Günü, Pakistan merkezli olup “İnsanlar, Doğa ve İklim için Ekosistem Restorasyonu” teması ile tüm dünyada kutlanacak. Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatı tarafından yapılan açıklamaya göre 5 Haziran’da 2021-2030 yıllarını kapsayacak olan son derece iddialı BM Ekosistem Restorasyonu programının resmi lansmanı yapılacak.
UNEP tarafından 2021 Dünya Çevre Günü için tasarlanan 3R sloganını (Reimagine. Recreate. Restore) bizler 3Y olarak; “Yeniden düşle,Yeniden canlandır,Yeniden hayata döndür“olarak benimsedik.
Ekosistem restorasyonu, UNEP çalışmalarına göre bozulmuş veya tahrip olmuş ekosistemlerin kurtarılmasına yardımcı olmak ve hala bozulmamış ekosistemleri korumak anlamına gelir. Ekosistemin restorasyonu tüm ülkelere ve insanlara daha zengin biyolojik çeşitliliğe sahip yaşam alanları, daha verimli topraklar, daha verimli hayvancılık ve balıkçılık ve daha fazla tarım ürünleri gibi büyük faydalar sağlar. Ormanlar, tarım arazileri, şehirler, sulak alanlar, denizler ve okyanuslar dahil her türlü ekosistem restore edilebilir. Restorasyon girişimleri, hükümetler, sivil toplum kuruluşları, özel kuruluşlar ve bireylere kadar hemen hemen herkes tarafından başlatılabilir.
Günümüzde küresel ölçekte dünyanın en büyük sorunlarından başında küresel ısınma ve iklim değişikliğinin olduğunun hepimiz farkındayız. Dünyanın korkulu rüyası olan iklim değişikliği krizi, ciddi etkileri görünür bir şekilde hızlanarak büyüyor. Bilim insanları, ekonomistler ve çevrecilerin tüm çalışmaları ve uyarılarına rağmen sera gazları emisyonlarının azaltılması için alınan önlemler, düşük karbonlu temiz enerji teknolojilerine geçiş için yatırımlar yeterli değil. İklim değişikliğine bağlı olarak gıda israfı, biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma ve plastik atık kirliliği günümüzde en ciddi çevre sorunları olarak acil çözümler bekliyor.
Bu yüzyılın sonuna kadar sera gazlarının azaltılmasına 196 ülke tarafından 2015 Paris Anlaşması imzalanarak karar verildi. Paris Anlaşması 2016 yılında 150 tarafın onayı ile yürürlüğe girdi.
Dünyanın bu büyük sorununun farkındalığıyla, uzun vadeli küresel ortalama sıcaklıktaki artışını, sanayi öncesi seviyelerin 2°C'nin çok altında tutma hedefinin stresi altında “İklim değişikliğine karşı nükleerden daha cazip başka hangi enerji kaynağı olabilir?” diye soruyoruz!
“Nükleerin cazibesi” bu enerji kaynağının birçok olumlu yönüne dayanmaktadır. Nükleer güç halen büyük miktarda elektriğin atmosferi kirletmeden üretilmesini sağlayan en gelişmiş ve en verimli enerji kaynağıdır.
Öte yandan, nükleer tekniklerin ve radyoizotopların: tıpta (tanı, tedavi, sterilizasyon) gıda, tarım ve hayvancılıkta, sanayi ve araştırmada (su kaynakları yönetimi, izleyiciler, tarihleme) kullanımı da fevkalade önemli olup hızla yaygınlaşmaktadır.
Gelin bizler, Çekmece ekolü ve NÜKAD olarak Dünya Çevre Gününde geçen yıl Çekmecede başlattığımız harekete devam edelim. Eski adıyla Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nin (ÇNAEM) göl havzasının, çarpık kentleşme ve modernleşme arasında sıkışan doğal yaşamıyla ilgili farkındalık yaratalım. Lagün gölümüzün, kuş cennetimizin, Nakkaşdere karettelerimizin, tilkilerimizin, yılanlarımızın, katırtırnaklarımızın ne kadar değerli olduğunun bilinciyle hareket edelim. Göçmen kuşların (kuğuların, leyleklerin pelikanların) konaklama alanı olduğunu, antik kent Bathonea’nın da bu havzada bulunduğunu unutturmayalım. İstanbul’un 3000 dönümlük bu saklı biyolojik çeşit abidesinin, zengin flora ve faunasının, bir zamanlar dünya çapında da araştırmalar yürütülen, ünlü Türk bilim insanlarının izlerini taşıyan ÇNAEM’ın çevreci kültürü sayesinde korunabildiğini tekrarlayalım. Günümüzde değişen dünyada atom enerjisinin, nükleer araştırma, geliştirme ve uygulamanın ülkemizin geleceği için ulusal teknolojik yapımız için vazgeçilemez olduğunu anlatalım.
Nükleer ve ilgili teknikler, hayvan ve bitki zararlılarının kontrolü, yem kaynaklarının daha iyi yönetimi, üreme verimliliğinin artırılması yoluyla hayvancılıkta sürdürülebilirliğe ve gıda güvenliğini iyileştirme çabalarına önemli katkılarda bulunmaktadır. Sürdürülebilir gıda kaynaklarına erişimin, önümüzdeki on yıllarda daha zor olacağı bu nedenle mevcut uygulama ve tüketime dayalı olarak, tarımsal üretimin 2050 yılına kadar %70 oranında artması gerekeceği tahmin edilmektedir. Bu talep, toprak, hava ve su gibi kaynakların korunmasının ve iyileştirilmesinin önemini artırmaktadır. Dolayısıyla çevreyi korumak için çevre dostu, ileri teknolojilerin yaygınlaştırılmasından ve desteklenmesinden yana olmayı bilimsel bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz. TAEK’in öncülüğünde başlatılmış ve bir kısmı devam eden, çevreyle barışık nükleer tekniklerin ve teknolojik çalışmaların sürdürülmesi, yaygınlaştırılması, Ziraat ve Veteriner Fakültelerinde ilgili derslerin okutulması, bu konularda deneyimli araştırmacıların desteklenmesinin ülkemize katkısının çok olacağına inancımız sonsuzdur.
Çevre konusunda bizler; Nükleer Alanda Kadınlar (NÜKAD) Türkiye üyeleri büyük bir potansiyel güce sahibiz. Gücümüzü bilgimizden, en ileri teknoloji alanındaki eğitim ve araştırmalarımızdan alıyoruz.
“Nükleerin cazibesini, gerek büyük ölçekte temiz elektrik üretiminde gerekse tıp, tarım, hayvancılık, sanayi, Ar&Ge ve uygulamalarıyla” kamuoyunda daha görünür kılmak, NÜKAD’’ın en büyük sorumluluklarından biridir.
Çevre koruma, doğanın emanetlerini bizden sonraki nesillere bırakma her bireyin sorumluluğudur. Ancak bu ağır sorumluluğu taşımak herkese nasip olmaz. Çevrecilik bilgi sahibi olmanın yanı sıra bir gönül işidir. Meşakkatlidir. Hem nükleerci hem çevreci olmak ise çok daha meşakkatlidir.
Bu anlamda 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle, başta enerji, çevre yönetimi, nükleer tekniklerin uygulanması projeleri yürüten, bu projelere katılan ve birey olarak çevre koruma faaliyetlerine katkıda bulunan, etkinliklere katılan tüm gönüllüleri kutluyor çabalarının artarak devamını diliyoruz.
NÜKAD adına selam ve sevgilerimle,
NÜKAD Yönetim Kurulu Başkanı
B. Gül GÖKTEPE
3 Haziran 2021